Tematik Rehberler

ALMANYA VE ROMANTİK YOL

Almanya zihninizde endüstriyel ve mekanik bir biçimde canlanıyorsa ülkeye bir de farklı bir açıdan bakın. Almanya son derece romantik de olabilir. Berlin’den Hamburg’a, Dresden’den Münih’e, Almanya’da çıktığımız yolculuğun rotasında Würzburg, Rotenburg, Augsburg üzerindeki şatolarıyla Romantik Yol da var.

BERLİN

Tarihte çoğu kez düşen ama her düştüğünde toplanan ve daha güçlü ayağa kalkan bir kent Berlin. Bugün Soğuk Savaş dönemindeki duvar artık ortadan kalkmış durumda, ancak bazı yerlerde bu duvarın en azından zihinsel olarak halen devam ettiğini görebilirsiniz. Tüm sorunlarına ve sıkıntılarına karşın Berlin dünyanın en güzel, en canlı, en hareketli, en hayat dolu kentlerinden biri. Dünya standartlarında müzeler, kültür ve sanat etkinlikleri, konserler, tarihi binalar, efsaneleşmiş barlar, yeni şık restoranlar, yemyeşil parklar ve göller… Berlin, Almanya seyahat listesinin ilk sırasında olmayı hak eden bir başkent.

Kaçırmayın

  • Brandenburg Kapısı’ndan Palast der Republik’e doğru Unter den Linden boyunca yürüyün. Yol sizi Humboldt Üniversitesi, Müze Adası, Devlet Operası, Berlin Katedrali, Eski Ulusal Galeri ve Neue Wache önünden geçirecek ve minik bir Berlin turu atmanızı sağlayacak.
  • Bir zamanlar bir Yahudi gettosu olan, bugünse sanat galerileri, butikler ve kafelerle dolu canlı bir mahalle olan Scheunenviertel’de öğleden sonra gezintisi.
  • Europaplatz’da bulunan tren garı Berlin Hauptbahnhof, Avrupa’nın en büyük tren istasyonu; aynı zamanda da bir alışveriş merkezi. Organik Çin mutfağından Swarovski taşlı kolyeye, köpüklü bir cappuccino’dan Dr. Hauschka cilt kremine dek ne ararsanız var!
  • Ünlü Berlin Filarmoni Orkestrası’nı yerinde dinleme fırsatı. Herbert-von-Karajan Caddesi üzerinde yer alan konser salonu, mimar Hans Scharoun imzasını taşıyor.
  • Lezzetli bir akşam yemeği için Berlin’in en iyi restoranları arasında gösterilen Michelin yıldızlı Margaux.

HAMBURG

Hamburg her zaman kozmopolit bir kent oldu. Beatles’ın erken dönemlerinde çaldığı bohem St. Pauli bölgesinden, zengin armatör mahallelerine kadar geniş bir yelpazeye sahip olan Hamburg, bir süredir hızla yenileniyor ve Avrupa’nın önemli tasarım merkezlerinden biri haline geliyor. Yenilenen liman bölgesi HafenCity ile yeni yerleşim ve konut alanları kazanan, ticaret merkezine dönüşen, kültür-sanat etkinliklerinin önemli bir noktası haline gelen Hamburg, yepyeni otelleri, şık restoranları, sevimli kafeleri, pahalı butikleri ve konser alanlarıyla seyyahların listelerinde yukarı sıralara tırmanmaya başladı.

Kaçırmayın

  • Limanın hemen arkasında tamamlanmak üzere olan, Herzog & de Meuron tasarımlı Elbphilharmonie Hamburg Konser Salonu.  
  • Alice Harikalar Diyarı’ndan fırlamış gibi görünen Witty Knitter, alışveriş için eşsiz bir mağaza. Jutta Schweiger’in kaşmir kazaklarına ve hırkalarına hayran kalmamak zor.
  • Elbphilharmonie Hamburg’da bulunan Carls, Fransız dokunuşlu Alman mutfağı sunuyor.
  • Englische Planke’de bulunan St. Michaelis Kilisesi’ne yolunuzu düşürün. Barok stilinde inşa edilmiş bu kilisenin kulesinden şehir manzarası muhteşem.  
  • Café Leonar, eski bir Yahudi mahallesi olan Grindelhof’ta yer alan sevimli bir kafe ve kitapevi.
  • 3 Freunde’de son derece yaratıcı ve lezzetli kokteyller tadabilirsiniz. Özellikle votka, vanilya likörü, köpüklü şarap, passion fruit ve limonla yaptıkları Filmriss Deluxe çok başarılı.

Dresden

İkinci Dünya Savaşı’ndan nasibini üzücü bir biçimde almış olan Alman kentlerinden biri de sevimli Dresden. Son yıllarda geçirdiği detaylı renovasyonlardan sonra eski güzelliğine yeniden kavuşan kent, savaş öncesinde çeşmeleri, şık bulvarları ve saraylarıyla adeta masallardan fırlamış bir yerdi. Savaş sonrasında inşa edilen karanlık binalarla güzelliği iyice yok olsa da şehir şu sıralar yeniden hayat buluyor. Tek tük de olsa eskiden kalma Barok yapıları modern mimariyle bir arada izlemek, kasaba samimiyetini yerinde yaşamak için bu romantik kente yolunuzu mutlaka düşürün.

Kaçırmayın

  • Neustadt bölgesine doğru kısa bir yürüyüşe çıkın ve her biri sanat eserini andıran binaları inceleyin. Rengârenk Kunsthof-Passage’da mola verip huzurlu avlusunda kahvenizi yudumlayın.
  • Noel’in en güzel kutlandığı ülkelerden biri Almanya. Almanya’nın küçük kentleri ise bu kutlamaların en candan ve ışıltılı yapıldığı yerler. Kasabada kurulan sıcacık Noel pazarları, kiliselerdeki gece yarısı ayinleri ve 4 tonluk meyveli pastasıyla Dresden’de kurulan Striezelmarkt, Noel kutlamalarında epey iddialı.
  • Semper Opera Binası mimar Gottfried Semper tarafından 1841’de tasarlanıp inşa edildi. O günden beri bina iki kez yıkıldı. Bir kez yangınla, bir kez de bombalama sırasında… Ne var ki her iki sefer de yoğun gayretler ile onarılarak eski haline getirildi. Bugün klasik müzik konserlerine, operalara ve dans gösterimlerine ev sahipliği yapıyor.
  • Frauenkirche, Dresden’in simgesi. 1945 yılındaki bombardıman sonucu yıkılan kilise, geniş görünümlü kubbesi sebebiyle yıllarca “şişman hanım” lakabıyla anıldı ve kentin gururu oldu. 1990’lardan 250 milyon dolarlık bir renovasyon ile hayata dönerek 2005’te yeniden ibadete açıldı. İçerideki devasa orga özellikle dikkat edin.

Münih

Kartpostallardaki Bavyera’yı, ellerinde koca bira kupalarıyla gülümseyerek poz veren tombul ve al yanaklı Alman tiplemelerini unutun. Münih’te artık modern ve farklı bir yüz var. Evet, bira da hardallı sosisli Bratwurst da hâlâ var ancak müzeler, kültür ve sanat etkinlikleri, şık butikler, lüks restoranlar ve çok daha fazlası da.

Kaçırmayın

  • 19. yüzyılda inşa edilmiş neoklasik bir kilise olan Glyptothek, bugün Yunan ve Roma antik sanatlarına ev sahipliği yapıyor.
  • Fünf Höfe, mimarlar Herzog & de Meuron'un tasarladığı bir alışveriş ve sanat kompleksi. 19. yüzyılda yapılmış bir pasajdan dönüştürülen Fünf Höfe’de şık butiklerin yanı sıra heykeltıraş Olafur Eliasson’un işlerine de rastlayacaksınız.
  • BMW World, BMW’nin en son modellerini yerinde görebileceğiniz, restoranlar ve mağazalarla zenginleştirilmiş bir müze-galeri.
  • Die Neue Sammlung, 75 binin üzerinde çağdaş tasarım parçasını barındıran bir müze. Galerilerinde son derece kapsamlı tasarım enstalasyonları, göz kamaştırıcı Art Nouveau sandalyeler, Bauhaus işleri ve 20. yüzyıl ustalarının eserleri var.

Romantik Yol

Bavyera’nın ünlü Romantik Yolu’na doğru yolculuğa çıkmaya hazırlanın. Büyük çiftlikleri ve ormanlık kasabaları geçerken kendinizi Grimm masallarında hissetmeniz işten değil. Arabayla yolculuk etmek yerine Europabus’un mayıs-ekim ayları arasında her gün Frankfurt-Münih arasında işleyen seferlerini de tercih edebilirsiniz. İsterseniz yolda, hoşunuza giden bir yerde inerek burada konaklayıp, ertesi gün başka bir otobüsle yolunuza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Würzburg, Rothenburg ob der Tauber, Dinkelsbühl, Nördlingen ve Augsburg bu yolculuğun durakları olabilecek güzellikte. Münih’ten sonra otobüs yoluna devam ediyor ve Bavyera’nın diğer güzel destinasyonları olan Oberammergau, Weiskirche ve Neuschwanstein Şatosu’na doğru uzanıyor.

Kaçırmayın

  • Gerçek bir Bavyera şatosu görmek isteyenler Hohenschwangau’yu mutlaka ziyaret etmeli. Deli Kral lakabıyla anılan II. Ludwig’in evi olan şato, bir tepenin üzerinden vadiye bakıyor. Burada gezerken 19. yüzyılda yaşamış bir monarkın gündelik hayatına dair fikir edinebilir, kralın besteci Richard Wagner’i borçtan kurtardıktan sonra şatosunda misafir ettiği odayı görebilirsiniz.
Talep Formu
Bizi Arayın