Tematik Rehberler
HAYATTA BİR KERE
Her gezginin hayatta en az bir kere yapması gereken seyahatleri, atılması gereken maceraları ve görmesi gereken yerleri bir listede topladık. İzlanda’nın kuzey ışıklarından Yangtze Nehri’ne, Atakama Çölü’nden Napa Vadisi’ne sıkı bir dünya turuna hazır mısınız?
Hawaii'nin Na Pali Kıyısı’nda hiking yapın:
Kauai Adası’ndaki 16 kilometrelik Kauai yolunu takip ederek yemyeşil tepeleri aşın, gizli kumsallardan geçin. Yolculuk sırasında fotoğraf makinenizi de yanınızda bulundurun ve gün batımını mutlaka fotoğraflayın.
Salvador de Bahia’da karnavala katılın:
Brezilya’nın rengârenk kentinde her salı karnaval tadında geçiyor. Kent merkezinde üstsüz samba dansçıları, alevli çubuk çeviren göstericiler ve tamtam sesleri arasında otantik karnaval deneyimi yaşayın.
İzlanda’da kuzey ışıklarını izleyin:
Kuzey ışıklarının en parlak şekilde görüldüğü yer olan Álftanes Yarımadası, Reykjavik’in hemen dışında yer alıyor. Burada kendinize bir ışık ziyafeti çektikten sonra midenizi de ihmal etmeyin ve kent merkezindeki Dill Restoran’a lezzetli bir ızgara yiyin.
Nil’de büyülü bir yolculuk yapın:
Nil Nehri’ndeki cruise turlarına katılabilir ve büyüsünü her şeye rağmen asla kaybetmemiş Mısır’ı bir de sudan izleyebilirsiniz.Özellikle günbatımında mistik ve büyülü bir havaya sahip nehir kadar, camilerden gelen ezan sesi ve yanık odun kokusu da kendinizi masal gibi bir dünyada hissetmenizi sağlıyor.
San Francisco’da istiridye yiyin:
Tomales Bay’deki Hog Island Oyster Bar’da Pasifik Okyanusu’nun en lezzetli istiridyelerini tadın.
Sri Lanka’da budizmi öğrenin:
Sri Lanka’da hem harika kumsallar, hem kolonyal mimari örnekleri, hem de Budist ve Tamil Hindu kültürlerinin ilginç bir karışımı var.
Yangtze Nehri’nde yolculuk edin:
Çin’in Yangtze Nehri’nde18 günlük bir yolculuğa çıkın. Sizi Beijing’den alan ve Şanghay’a kadar götüren nehir gemisi Üç Boğazlar bölgesinden geçiyor. Viking River Cruises gemilerinden birini seçin.
Tokyo’da suşi yiyin:
Tsukiji Balık Pazarı’na gün doğmadan gidin ve ton balıklarının açık arttırmayla satışına şahit olun. Öğlene doğru hayatınızda yiyebileceğiniz en taze suşiyi, pazardaki Sushi Dai’da tadın.
Buenos Aires’de tango yapın:
Önce Club Gricel’de tango dersi alın, ardından Centro Cultural Torquato Tasso’da bir milonga gecesine katılın.
Machu Picchu’ya tırmanın:
İnkalar tarafından inşa edilen kutsal şehre Güneş Kapısı’ndan giriliyor. Burada konaklayabileceğiniz tek otel var: Sanctuary Lodge.
Atakama Çölü’nde maceraya atılın:
Şili’nin uçsuz bucaksız, ürkütücü çölü Atakama’da rüstik şıklığa sahip Awasi Lodge’da konaklayın. 4X4’lerle rehber eşliğinde turlara katılın. Bu turlar sizi pembe flamingoların serinlediği lagünler Meñiques ve Miscanti’ye götürecek. Günü, tuz göllerinin ve volkanların kenarında hiking’le geçirin.
Central Park’ta keyifli bir gün geçirin:
New York’un akciğeri Central Park her mevsim ayrı güzel. Mevsim kışsa mutlaka buz pateni yapın. Sonbaharda sarı, turuncu ve kırmızı yaprakların arasında romantik bir yürüyüş iyi fikir. Güneşli havalarda ise ister piknik yapın, ister frizbi oynayın.
Napa Vadisi’nde şarap tadın:
Kaliforniya’nın üzüm ve şarap cenneti Napa Vadisi’nde bağ bozumu turlarına ve şarap tadımlarına katılın.
Galapagos Adaları’nda vahşi yaşamı görün:
Darwin’in evrim teorisine ilham kaynağı olan Galapagos Adaları’nda dev kaplumbağaları, mavi ayaklı deniz kuşlarını ve ispinozları izleyin.
Capri Adası’nda tatil yapın:
Ünlülerin gözden uzak tatil tercihlerinin başında gelen bu romantik adada, La Scalinatella’da konaklayın. Rengârenk taşlarla döşenmiş zemini, ilginç heykelleri ve hoş dekoruyla adanın ruhunu yansıtıyor.
New Orleans’ta caz dinleyin:
Cazın anavatanı New Orleans’ta, Chartres Street üzerindeki dükkânları gezin; plak ve müzik üzerine yazılmış bolca kitap alın. Günü Preservation Hall’da bir caz performansıyla bitirin.
St. Bart’ta plaj keyfi yapın:
Shell Beach’te kum yerine deniz kabukları var. O kadar minik ve o kadar fazlalar ki kumu görmek epeyce güç oluyor. Alışveriş için Lolita Jaca’ya uğrayın ve hem yazlık bir elbise hem de plaj için şık bir pareo satın alın.
Aynı gün içinde iki okyanusta yüzün:
Güney Afrika’nın incisi Cape Town’ın hem Atlas hem de Hint Okyanusu kıyısında plajları var. Bunların yanı sıra, muhteşem ve çok çeşitli yerel mutfaklar sunan şarap bölgesi Constantia da ziyarete değer.
Viyana’da klasik müziğe doyun:
Dünyanın en muhteşem konser salonlarından biri olan Musikverein, Viyana Filarmoni Orkestrası’nın da evi. Konser salonu, akustik kusursuzluğuyla olduğu kadar, dekoruyla da büyüleyici.
Yeni Zelanda’da Milford Sound’da yelken açın:
Pırıl pırıl buzul suları, tepesi sislerle kapanmış büyülü dağlar, vahşi bitki örtüsü… Burası tıpkı fantastik romanlardan fırlamış gibi. Tekneyle Milford Sound fiyordunu takip edip Tazmanya Denizi’ne açılın.
Roma’da Romalılar gibi yaşayın:
Roma gezilecek bir şehir, ama Roma’da yapılacak daha önemli bir şey var: Yaşamak. Burada öyle canlı bir hayat var ki bir turist olarak gezmek değil, bir Romalı gibi yaşamak gerek. Bir sokak kafesine oturup gelen geçeni izlemek başlı başına bir keyif. San Crispino’dan bir gelato almak ve Anita Ekberg’in La Dolce Vita filminde yaptığı gibi Trevi Çeşmesi’ne atlamayı hayal etmek şart.
Dalai Lama’nın ülkesine yolculuk edin:
Dalai Lama’nın yaşadığı Dharamsala, aynı zamanda Tibetli mültecilere sığınak görevi görüyor. Ziyaretçiler için 6-8 odanın her daim ayrıldığı Norbulingka Tapınağı’nda konaklama fırsatı bulursanız kesinlikle kaçırmayın. Hem tapınağın huzurlu ve dingin ortamında ruhunuzu ve zihninizi temizleyin, hem de Tibet zanaatkârlarının zanaatlarını icra edişine tanık olun.
Alpler’de kayın:
İsviçre, Verbier kış ve kayak tatili için harika bir fikir.Lüksle beraber konfor da arıyorsanız gerçek bir chalet deneyimi yaşayabileceğiniz Le Chalet d’Adrien’de konaklayın.
Antarktika’da penguenleri görün:
En iyi fikir Antarktika’ya bir cruise yolculuğuyla giderek penguenleri anavatanlarında izlemek. Quark Expeditions’ın bu konseptte 20 günlük turları var.
Sumba Adası’nda sörf yapın:
Endonezya’nın Sumba Adası, sörf tutkunları için bir cennet. Ekolojik hassaslıkla kurulup işletilen sörf kampı Nihiwatu, sörfçülerin yanı sıra yürüyüş, bisiklet ve dalış meraklılarının da konaklama adresi. Dalgalar ise bir sörfçünün hayal edebileceğinin en iyisi.