Kent Rehberleri
AMSTERDAM ŞEHİR REHBERİ
Gerek içinde yaşayan bireyler, gerekse müdavim sayılabilecek ziyaretçileri için Amsterdam dünyanın en özgür şehri. Bununla birlikte modern yaşam tarzı, köklü tarihi geçmişi, değerli olan her şeyi saklayıp sergileyebilme yeteneği gibi özellikleriyle Avrupa’nın en çok turist çeken şehirlerinden biri olmayı başarıyor. Şehri her yıl yaklaşık 4,2 milyon turist ziyaret ediyor. Kurulduğunda mütevazı bir balıkçı kasabasıyken geçirdiği her yüzyılda kendini yenilemeyi başaran Amsterdam, dünya savaşlarının etkisiyle 20. Yüzyılda biraz tökezlese de, özellikle aldığı göçler sayesinde kısa sürede toparlanmayı başarmış. Günümüzde Amsterdam’ın özgürlükler şehri olarak anılmasının tek nedeni belli miktarda uyuşturucu madde kullanmanın serbest olması olarak bilinse de, kentteki özgürlük algısının bununla sınırlı olmadığını ve toplumsal hayatın her alanına yayılmış bir özgürlük düşüncesinin olduğunu bilmek gerekir. Gece hayatı bu özgürlüklerden sadece biri olarak şehrin popülaritesini her geçen gün arttırmaya devam ediyor.
GENEL BİLGİLER
Kullanılan dil: Flemenkçe, Almanca, İngilizce
Para birimi: Avro (€)
Vize: Schengen
Telefon kodu: 20 (+31 20 ……)
Ülke: Hollanda
Dil: Dutch
Saat farkı: Türkiye'den 1 saat geridedir
Dini inanış: Halkın yarısı farklı mezheplere mensup Hıristiyan. Diğer yarısı kayıtlı ve kayıtsız diğer dinler.
İKLİM - GEZİ İÇİN İDEAL ZAMAN
Her mevsim muhteşem güzelliklere sahne olabilen Amsterdam’ın gezilebileceği en ideal zaman İlkbahar aylarıdır. Bu dönem ünlü Hollanda lalelerinin tüm şehri süslediği, dönemdir. Trafikte araçtan çok bisikletin kullanıldığı şehirde, bisiklet kiralayıp tertemiz havası olan sokaklarda rengârenk çiçeklerinde keyfine vararak dolaşılabilecek en ideal zaman haliyle İlkbahar ayları. Kış aylarının biraz sert geçtiği Amsterdam’da bu aylarda da yapılabilecek çok sayıda aktivite bulunuyor. Dünyanın en ilginç müzelerine ev sahipliği yapan Amsterdam kış aylarında yapılan bir seyahatin en önemli parçası olabilir.
ULAŞIM
Amsterdam’da kesinlikle çok rahat olan şeylerden biri de ulaşımdır. Tramvay ile şehrin hemen her yerine ulaşmak mümkündür. Metro ve bot seferleri de alternatif ulaşım araçları olarak kullanılmaktadır. Fakat Amsterdam’ın en önemli ulaşım aracı tartışmasız bisikletlerdir. Amsterdam şehir trafiğine yön veren araçların bisikletler olduğu rahatlıkla söylenebilir. Özellikle şehrin küçük olmasından kaynaklı bisikletle ulaşım hem zaman yönünden avantaj sağlarken hem de bir yerden bir yere ulaşırken de şehri gezebilme olanağı sağlıyor. Amsterdam’da günlük 10 Avro civarında bir bedel ödeyerek bisiklet kiralanabilir. Amsterdam’da metro, tramvay ve otobüs gibi ulaşım araçlarını kullanmak isteyenlerin 7.5 Avro karşılığında ulaşım kartı çıkartması gerekiyor. Bu karta istenildiği kadar para yüklenilebiliyor. Diğer bir alternatif ise tek kullanımlık biletler almak.
GEZİLECEK YERLER
İçinden nehir geçen birçok şehirde olduğu gibi Amsterdam’da da dünyanın en ünlü kanal ve köprülerini görmek mümkün. Şehirde 1.500 civarı köprü olduğu biliniyor. Turistik olduğu gibi ulaşımda da kullanılan kanalları gezmenin en iyi yolu ise feribot turlarıdır. Dünyaca ünlü meydanı, dünyaca ünlü eğlence caddesi ve dünyaca ünlü müzeleriyle Amsterdam’ın mutlaka görülmesi gereken yerleri Dam Meydanı, Red Light District, Çiçek Pazarı, Merkez Tren İstasyonu, The Wooden House (Amsterdam’ın en eski evi), Van Gogh Müzesi, Anne Frank Evi, Vondel Park ve İşkence Müzesi’dir. Bunlar sayısız alternatife sahip Amsterdam’ın turistler tarafından en sık ziyaret edilen yerleridir. Bu nedenle mutlaka görülmesi gereken yerleri arasında almaktadır.
YEME-İÇME
Peynir ve biralarıyla ünlü Hollanda mutfağında hem yöresel yemekleri hem de dünya mutfağının en seçkin tatlarını bulmak mümkündür. Oldukça sık tüketilen jambon ana yemeklerde dahi sıkça karşılaşılan bir yemektir. Amsterdam’da yemek için ayrılan bütçeyi öğünler belirlemektedir. Kahvaltı kültürü çok yaygın olmadığı için bu öğünü çok ucuza geçiştirmek mümkündür. Öğle yemeği gerek dünya mutfağından gerekse Amsterdam yöresel lezzetlerinden tadabileceğiniz bir öğün olmakla birlikte genelde masada zaman geçirilmeyen bir öğün olma özelliği taşır. Uzun uzun sohbetlere eşlik eden öğün ise akşam yemeğidir. Çok sayıda restoran fix akşam yemeği menüleri hazırlamaktadır. Özellikle hafta sonları rezervasyon önemlidir. Restoranların en geç 23.00’da yemek servisini bitirdiği düşünülürse rezervasyonsuz bir akşam, heba edilmiş bir öğün haline gelebilir.
Amsterdam’da yemeklerin yanında genelde şarap tüketilmektedir. Oldukça kaliteli olan şaraplar çok uygun fiyatlarla restoran menülerinde yer almaktadır. Gayet kaliteli bir şarabı 20 avro civarında sipariş edebilirken 60-70 Avro ödediğiniz klasik menünüzün içine şarabınızın da dahil edildiğini görebilirsiniz. Amsterdam’da bahşiş hesaba yüzde 15 oranında eklenmiş olarak gelir. Bu nedenle ekstra bir bahşiş bırakmaya gerek yoktur.
GECE HAYATI
Amsterdam deyince birçok insanın aklına ilk gelen şeylerden biri gece hayatıdır. Eğlence ve gece hayatını tatilin en önemli parçası sayanların özellikle tercih ettiği destinasyon olan Amsterdam’ın bu tercihte ilk sırlarda olması tesadüf değil. Kentte müziğin ve eğlencenin her türlüsünü bulmak mümkün. Akşam yemeği sonrası bir lüks bir mekanda jazz dinlemek isteyenin de, sabahın ilk ışıklarına kadar umarsızca dans etmek isteyenlerin de aradığı her şey Amsterdam’da var. Amsterdam özellikle elektronik müziğe dayalı eğlencenin dünya üzerindeki başkentlerinden biri. Dünyanın en ünlü festivallerinde boy gösteren yine dünyaca ünlü Dj’lerin mutlaka yolunun geçtiği Amsterdam barlarının bu sanatçılar için bir okul görevi yaptığı rahatlıkla söylenilebilir. Şehrin mutlaka ama mutlaka görülmesi gereken 5 dünyaca ünlü mekanını Paradiso, Escape, Jimmy Woo, Trouw ve Studio 80 olarak sıralayabiliriz. Çoğu gece hınca hınç olan bu mekanlara sıra beklemeden girebilmek için rezervasyon yaptırmak önemli.
ALIŞVERİŞ
Amsterdam alışveriş konusunda ziyaretçilerine oldukça geniş bir yelpazede alternatifler sunmaktadır. Amsterdam baskılı şapka, t-hsirt, çanta ve magnet gibi turistik ürünler hemen her yerde karşınıza çıkacaktır. Kişisel alışverişleriniz içinse Dam Meydanı civarında bulunan alışveriş merkezlerini kullanabilirsiniz. Bu alışveriş merkezi ve plazaların fiyat açısından biraz tuzlu olduğunu söylemek mümkün. Alternatif olarak tipik Avrupa sokak pazarları tercih edilebilir. Şehrin en ünlü ve en büyük sokak pazarı Albert Cuypmarkt pazarıdır. Amsterdam dönüşü valize eklenmesi gereken en önemli şey peynirdir. Amsterdam’ın dünya pazarında en çok tanındığı ürünü peynirdir. Yüzlerce çeşit Hollanda peynirinden dilediğinizi hem hediye olarak hem de kişisel kullanımınız için satın alabilirsiniz. Şehrin bir çok yerinde sadece peynir satan mağazaları bulmak mümkün. Albert Cuypmarkt pazarının da oldukça geniş bir peynir reyonu vardır. Buralardan alacağınız peynirler uçakta götürülmek için özel olarak hazırlanmaktadır.
AMSTERDAM CİTY CARD
Amsterdam seyahatinizde zamanın çoğunu kentin büyüleyici müzelerine, sanat galerilerine ve sanat etkinliklerine ayıracaksanız “I Amsterdam City Card” edinmeniz işlerinizi büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. Şehirde bulunacağınız süre ne kadarsa, o kadar geçerli olan bir kart edinmeniz mümkün. Ortalama 50 Avro civarı bir ücret ödenerek alınabilen kart ile ulaşım, müze ziyaretleri ve birçok aktivite ya bedava ya da çok ucuz olacaktır. Söz konusu kartları cafe, bar, otel, tren istasyonları, havalimanı ve birçok gazete büfesinden almak mümkün.
İŞTE AMSTERDAM’IN EN ÜNLÜ MÜZELERİ
Sanata ve tarihe önem verme konusunda oldukça hassas olan Avrupa ülkeleri, en ufak tarihsel kalıntıları dahi müzeleştirme konusunda büyük bir deneyime sahip. Öyle ki, binlerce yıllık geçmişe sahip heykellerin, resimlerin müzelenmesi yanında çok kısa geçmişe sahip ve çok fazla önemi olmayan şeylerin dahi müzelendiğini görmek mümkün. Amsterdam beklide bu anlayışın en belirgin örneklerinden biri. İşte bulunan her şeyin saklandığı ve bir şekilde insanların ilgisi çekmeyi başarabilen ünlü Amsterdam müzeleri:
İşkence Müzesi
Tarihin hemen her döneminde kullanılmış olan en barbar işkence aletlerinin sergilendiği müze Amsterdam’da bulunuyor. Her yıl binlerce insanın gezerken kanını donduran müzede, engizisyon sandalyesi, giyotin, kazık, kafatası kırıcı, aşağılama maskeleri ve vajina armudu gibi tarihin en acımasız işkence aletleri bulunuyor. 7,5 Avro karşılığında ziyaret edilebilen müze saat 10.00 ve 23.00 arasında hizmet veriyor.
Sex Müzesi
Amsterdam’ın en enteresan müzelerinden bir diğeri de sex müzesi. Tren istasyonundan birkaç yüz metre ileride bulunan bu müze 4 Avro giriş ücretiyle aynı zamanda Amsterdam’ın en ucuz müzesi olma özelliği taşıyor. Müze’de ünlü erotik heykellerden, çeşitli sex figürlerine, 1900 yıllara ait sex temalı fotoğraflardan Marilyn Monroe heykeline kadar birçok eser bulunuyor. Müzeye ücret ödeyip girmek yerine vitrinden göz atmak da mümkün.
Heineken Bira Müzesi
Heineken Müzesi, 1867 yılında kurulmuş ve 1998 yılına kadar hizmet vermiş bir bira fabrikasıdır. Fabrika’dan müzeye çevrilen bu yer Avrupa Sanayi Mirası listesinde yer alan ulusal bir müze olma özelliği taşıyor. Zengin bira işleme yöntemleri ve aşamalarına şahit olabileceğiniz bu müzenin giriş ücreti yaklaşık 15 Avro. Müze, Pazar, Pazartesi, Perşembe ve Cuma günleri 11.00 - 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Van Gogh Müzesi
Amsterdam’ın en ünlü müzelerinden biri olan Van Gogh Müzesi, Van Gogh’un resim, mektup ve denemelerinin yanı sıra dönemin ünlü ressamlarına ait eserlerin de sergilendiği bir müzedir. Kurulduğunda çok daha değerli eserlere ev sahipliği yapan müzenin 2002 yılında yaşanan bir soygun sonucu ciddi kayıplar verdiğini söylemek mümkün. En nadide eserlerin çalınış olmasına rağmen müze, ziyaretçi kitlesinden hiçbir şey kaybetmemiş. Hala Amsterdam’ın en çok ziyaret edilen müzeleri arasında. Hafta içi her gün ziyaret edilebilen müzenin giriş ücreti ise 15 avro.
Rijksmuseum
Burası için Amsterdam’ın en ünlü müzesi diyebilir. Adı krallık müzesi anlamına gelen Rijksmuseum’da Amsterdam’ın sanat ve tarihine dair her şeyi bulmak mümkün. Resim, heykel ve savaş kostümlerinin yanı sıra, geçmiş yüzyıllardaki yaşama dair bilgi vermek amacıyla hazırlanmış konsept odalar müzenin en çok ilgi gören bölümlerini oluşturuyor. Bu odalar, 17. Yüzyıl Amsterdam’ının aristokrat evleri nasılsa aynen o şekilde dizayn edilmiş ve hiçbir ayrıntı atlanmamış. 10-17 saatleri arası ziyarete açık olan müzenin tamamını gezmek için tüm gününüzü ayırmanız gerekebilir. Müzenin tamamını gezebilmek için ödemeniz gereken miktarsa 25 Avro.
Anna Frank Evi
Dünyanın en çok okunan kitaplarından biri olan “Anna Frank’ın Hatıra Defteri” kitabının yazıldığı ve kitapta geçen tüm konuların yaşandığı ev, bugün Anna Frank Evi olarak ziyaretçilere sunuluyor. Anna Frank Müzesi için Vang Gogh Müzesi’nden sonra Amsterdam’ın en çok ziyaret edilen müzesi diyebiliriz. Kapısında uzun kuyruklar olduğu için online bilet almanız şiddetle önerilir. Ziyaret etmeden önce ilgili kitabı okumak önemlidir. Aksi takdirde evin neden sergilendiğini anlamak çok mümkün değildir. Giriş ücreti 18 yaşından küçükler için 5, büyükler içinse 9 Avro.