Tematik Rehberler

MİSTİK UZAKDOĞU

Uzakdoğu’ya gitmeyi çok istiyorsunuz ancak hep erteliyorsunuz. Bu yıl neden hayallerinizin senesi olmasın? Kendinizi mistik Uzakdoğu’da hayal edin. Gerçekleşmesi hiç de güç değil. Bangkok’tan Bali’ye, Hong Kong’dan Singapur’a, en büyüleyici Uzakdoğu destinasyonlarına sizin için göz attık.

SİNGAPUR

Güneydoğu Asya’nın kilit noktası Singapur; Hint, Çin ve Malay kültürlerinin bir araya geldiği muhteşem bir sentez. Hem geleneksel özeliklerini koruması hem de modernleşen yüzü sayesinde, Singapur’u gezginlerin listesinde daha sık görmeye başladık. Egzotik mutfağından mimari tasarımlarına, mega resort’larından casino’larına ve son derece ilerici sanat etkinliklerine, Singapur mutlaka görülmesi gereken yerler listesinde üst sıralara tırmanmayı sürdürüyor.

Kaçırmayın

  • Şef Kunio Tokuoka’nınkaiseki restoranı, mevsime göre malzemelerle hazırlanan ve kaçırılmaması gereken lezzetler sunuyor.
  • Gardens by the Bay, 2011’de açılan, bahçe düzeninde bir fantezi dünyası. Komplekste ilgi çeken detaylar arasında canlı bitkiler ve güneş enerjisi toplayan fotovoltaik hücrelerle kaplı (geceleri bu ağaçlar görsel bir şölen yaratacak şekilde ışıklandırılıyor) 16 katlı yapı Supertree Grove ile dünyanın en büyük sütunsuz serası Flower Dome da bulunuyor. Dünyanın dört bir yanından getirilen ilginç bitkiler burada bir arada.  
  • Sri Veeramakaliamman Tapınağı’nda, asık suratlı Brahman rahipleri gün boyunca yıkıcı tanrıça Kali’ye tapınıyor ve şükranlarını sunuyorlar.
  • Çağdaş Çin mutfağının füzyon halini sanat esintili bir ortamda denemek isterseniz My Humble House’a buyurun.
  • Singapore Changi Havalimanı başlı başına bir kent. Dünyanın en yoğun 7. havalimanı olan Singapore Changi, sadece uçuş hizmeti vermiyor aynı zamanda restoranlardan spa’ya, bir kelebek bahçesinden iki büyük sinemaya ve 6 botanik bahçesine kadar, akla hayale gelmeyecek olanaklar sunuyor.
  • Tiong Bahru Pazarı, 1950’lerden kalma dairesel tasarımlı bir bina içerisinde hizmet veriyor. Burada hemen hemen tüm Asya mamullerini bulabilirsiniz. Binanın ikinci katında ise 80’den fazla yiyecek standı var.

BANGKOK

Budist kültürünü yerinde görmek, hatta Budizm’i moderniteyle çelişkisinin en güçlü olduğu yerde incelemek için Bangkok’a mutlaka yolunuzu düşürün. Hiç şüphe yok ki Bangkok’u görmek için tek sebep bu değil. Kent bundan çok daha fazlasını vaat ediyor. Çoğu zaman “Uzakdoğu’nun Venedik’i” olarak anılan Bangkok; alışveriş imkanları, Büyük Saray’ı ve kanallarıyla rüya gibi bir kent.

Kaçırmayın

  • Chao Phraya Nehri’nde romantik bir gezi asla atlanmamalı. Kanalları ya da yerel adıyla khlong’ları görmek için bu en iyi yol.
  • Büyük saray ya da daha çok bilinen adıyla Grand Palace, yapımı 300 yıl sürmüş bir saray kompleksi. İçinde 100’ün üzerinde yapıyı barındıran Grand Palace’a gittiğinizde kompleksin en büyük ve en önemli Budist tapınağı olan Wat Phra Kaeo’yu es geçmeyin.
  • The Spa at the Peninsula, Chao Phraya Nehri’ne bakan 37 katlı bir kulede yer alıyor. Bu ödüllü lüks spa otelinde Thai, Avrupa ve Ayurveda stili bakımlar ve masajların tadını çıkarabilirsiniz.  
  • Şehrin çiçek pazarı Pak Klong Talaad’da gün sabaha karşı başlıyor. Çiçekler teknelerle Chao Phraya Nehri’nden getirilip standlara yerleştiriliyor. Bu pazarın tek sakinleri çiçekler değil. Bu mis kokulu pazar sakinlerinin yanına rengârenk, hoş kokulu sebzeler ve meyveler de ekleniyor.
  • Gittiği yerin mutfağını en otantik şekliyle deneyimlemeyi sevenlerdenseniz Tay mutfağı için Mango Tree’ye yolunuzu düşürün. Bol baharlı ve acılı… Yemeklerinizi masalarda değil, yerdeki minderlere bağdaş kurarak yiyorsunuz.
  • Çok dikkatli olmak koşuluyla Bangkok’ta sokak satıcılarından yemek yeme deneyimini es geçmeyin. Bangkok’ta 10 binin üzerinde sokak satıcısı var. Hangi standların denetimden sorunsuz şekilde geçtiğini anlamak için, gülen tabak işaretlerini takip edin. Soi 38 gece pazarı, sokak yemeklerini tadabileceğiniz lokasyonlardan yalnızca biri.
  • Kentin yoğun trafiğini Jetgiller’i andıran, yükseltilmiş hızlı tren BTS Skytrain ile atlatın.

HONG KONG

Burada her şey son derece lüks ve şatafatlı. İrili ufaklı 200 kadar adadan oluşan Hong Kong, hem insan yapımı yükseltilere yani gökdelenlere, hem de doğal bir yüksekliğe, yani Victoria Tepesi’ne sahip. Her ikisi de şehrin siluetine büyük katkıda bulunuyor. Sokaklarda pek çok zıtlık bir arada; kimi zaman karşınıza evcil hayvanların satıldığı, rengârenk meyvelerin arz-ı endam eylediği, tütsü ve aromatik yağ kokulu bir Çin pazarı çıkacak; kimi zamansa yoğun bir iş merkezinin gökdelenleri.

Kaçırmayın

  • Tropikal iklimin hüküm sürdüğü Victoria Tepesi’ne Garden Road’daki merkez istasyonundan Peak Tram treniyle ulaşabilirsiniz. Tepeden kolonyal dönemin biçimlendirdiği canlı merkez Macau, muhteşem görünüyor. Tabii irili ufaklı birçok ada da…
  • Hong Kong’un çok sayıdaki tapınağı arasında belki de en mühimi Man Mo Tapınağı. 19. yüzyılın ilk yarısından kalma tapınağa ismini savaş ve edebiyat tanrıları vermiş. Bir diğer önemli tapınak da Wong Tai Sin. Bu da Hong Kong tapınakları arasında en gösterişli ve en popüler olanı. Bu tapınağın bahçesinde ise aşina olduğunuz falcılar var ve elinize bakarak geleceğinizi okumaya çalışıyorlar.
  • Hong Kong’tan dönmeden önce mutlaka dim sum adı verilen Çin mantılarından tadın. Bunu da 30’lardan beri hizmet veren mütevazı Luk Yu Tea House’da veya Mandarin Oriental’ın 25. katındaki restoranda yapabilirsiniz.
  • Hong Kong’luların at yarışına çok düşkün olduğunu biliyor muydunuz? At yarışlarına ya da bahis oyunlarına hiç ilginiz olmasa bile Hong Kong kültürünü deneyimlemek için Happy Valley Racecourse’ta bir yarış izlemelisiniz. Alt sıralardaki koltuklar halktan, bağırıp çağıran bahisçilerle dolu. Üst sıralardaki özel localar ise varlıklı bahisçilere ait.
  • Tai-chi, Hong Kong’luların gündelik yaşamının vazgeçilmez bir parçası. Hem bedene hem de ruha ve zihne hitap eden bu zindeleştirici spor, asırlardır süren bir gelenek. İsterseniz siz de tai-chi dersleri alabilirsiniz. Dersler haftada dört gün, sabah erken saatlerde Museum of Art önündeki heykel parkında ücretsiz yapılıyor.

BALİ

Hint Okyanusu’ndaki Bali, Endonezya Takımadaları’nı oluşturan 17 bin 500 adadan yalnızca biri. Ne var ki en güzellerinden... Bembeyaz kumlu sahiller, iç kesimlere girildikçe karşınıza bir mücevher gibi çıkan pirinç tarlaları, tapınakların istiridye içindeki bir inci tanesi gibi gizlendiği yemyeşil ormanlar… Yüzyıllardır olduğu gibi kalmış bu tapınaklar, Bali’nin mistizmini ve ruhaniliğini yansıtıyor. Adanın 3 milyon civarında Hindu sakini var. Gündelik hayata; koşuşturma, işe yetişme, telefon görüşmeleri değil, sükunet içindeki dualar, ibadetler ve ritüeller damgasını vuruyor. Hem doğal güzellikleri hem de sakinliğiyle Bali, yorgun zihinlere ve bedenlere çok iyi geliyor.

Kaçırmayın

  • 11. yüzyıldan kalma Uluwatu Tapınağı, Hint Okyanusu’na bakan yüksek bir tepede. Buraya gün batımını izlemek için gidin.
  • Batur Dağı’na güneşin doğuşunu izlemek için hiking yaparak çıkın. Gece yola çıkmaya üşenmez ve yürümekten de yakınmazsanız, karşılığında dünyanın en güzel manzaralarından birine şahit olacaksınız.
  • Umalas Ahırları’ndan kiralayabileceğiniz atlarla Seminyak Plajı’nda at gezintisine çıkın.
  • Macera arıyorsanız Ayung Nehri’nde rafting yapın. Bali’nin iç kesimlerdeki cangıllarını görmek için bu iki saatlik heyecanlı yolculuktan daha iyisi olamaz. Yolculuk boyunca muhteşem şelalelere rastlayacak, derin vadilerden geçecek ve ağaçların arasına gizlenmiş Hindu tapınakları göreceksiniz.
  • Bali Kuş Parkı, hem ailece yapılacak bir aktivite için ideal, hem de kuş severler için. 250’den fazla kuş türünü bir arada görebileceğiniz parkta guguk kuşu, Amerika papağanı, tavus kuşu ve devekuşu da var.
Talep Formu
Bizi Arayın