RİO DE JANEİRO ŞEHİR REHBERİ

Michelin yıldızlarının çok sevdiği Troisgros Ailesi’nin üyelerinden Şef Claude Troisgros cassava ve açaí gibi Brezilya malzemelerini kullanarak Olympe’in Fransız mutfağında harikalar yaratıyor. Kentin en iyi restoranları arasında gösterilen Olympe, ağaçların gölgelediği bir cadde üzerinde eski bir evden devşirilmiş, pek de alımlı olmayan bir binada hizmet veriyor. Ancak içeri girince fikriniz değişiyor. Klasik şıklığın mabedi olacak şekilde dekore edilmiş mekân koyu renk ahşap kullanımı, kırmızı sandalyeleri ve beyaz örtüleriyle önce gözünüzü doyuruyor. Mekânın sonundaki pencereden mutfağı ve içeride olanları görebiliyorsunuz. Picholine zeytinleri ve beyaz truffle yağıyla pişirilen tuzda morina balığı restoranın en çok talep edilen yemeği.

Rio’ya ailecek gittiyseniz 1988’den beri hizmet veren Mil Frutas belki de ilk adresiniz olmalı. Çocuklar buraya bayılacak. Sadece çocuklar değil yetişkinlerin de kendinden geçtiği Mil Frutas’ta dondurma dışında sorbe ve çeşitli dondurulmuş tatlılar elde hazırlanıyor. 80’in üzerinde sorbe ve dondurma çeşidinden en çok beğenilenleri egzotik meyvelerle yapılanlar. Özellikle keskin kokulu star fruit ve fındıklı açai kesinlikle denenmeli.

Rio'nun en iyi korunmuş ve en pitoresk kolonyal dönem mimarisi örneklerini bu iki komşu bölgede, Santa Teresa ve Lapa’da görebilirsiniz. 1750’de yapılan sukemeri Arcos da Lapa’nın bembeyaz kemerleri Arnavut kaldırımlı geniş bir cadde tarafından çevrelenmiş. Bu cadde aynı zamanda Santa Teresa'nın ana caddesi olan Rua Almirante Alexandrino. Bu cadde üzerinde 18. ve 19. yüzyıl tüccarlarının yan yana sıralanmış rengârenk evlerini ve tepe üzerine inşa edilmiş villalarını göreceksiniz. Bu evler yakın zamanda restore edildi ve koruma altına alındı. Buradan tramvay Bondinho de Santa Teresa’ya binin ve kemerlerin tepesine çıkın.

Burası bir gece kulübü olarak da tanımlanabilir bir bar olarak da. Hatta burası için bir mobilya fabrikası dense buna bile inanılabilir. Burayı iyisi mi kendi gözlerinizle görün zira burası tanımlamaların üzerinde, enteresan bir mekân. Birbirine bitişik üç katlı iki binadan oluşan Rio Scenarium dans pistleri, lounge alanları, kokteyl istasyonları ve antikalarıyla son derece ilginç. Kulüp ek iş olarak antikalarıyla dolu dekorasyonu sebebiyle televizyon dizileri ve filmler için set olarak kullanılıyor. Müşteri profili ise son derece çeşitli. İlginç ve sıra dışı bir gece için Rio Scenarium’a mutlaka uğrayın.

2012’nin sonunda kaybettiğimiz Brezilyalı usta mimar Oscar Niemeyer'in mimari ustalık yapıtı olan bu çağdaş sanat müzesi 1996 yılında tamamlandı. Büyük ustanın bu eseri tamamladığında yaşı 89’du ancak müze binası onun 60'lar ve 70'lerdeki işlerinin kusursuzluğunu taşıyor. Müzede genç çağdaş Brezilyalı sanatçıların işleri sergileniyor; sürekli ve süreli sergiler gerçekleştiriliyor. Müzenin sürekli koleksiyonu belki çok çekici değil ama sadece Niemeyer’in bu uzay gemisini andıran kusursuz, devasa eseri içinde mutlaka dolaşmanız gerek.

Roberto Burle Marx mozikli gezi yolundan gireceğiniz bu hoş otel, ince uzun bir binada 38 süitle hizmet veriyor. Süitler yumuşak ve nötr renklerde dekore edilmiş ancak arada bir canlı renk dokunuşlarıyla hareketlendirilmiş. Yatak odası ve oturma odasının cam bir duvarla birbirinden ayrıldığı Topázio belki de ilk tercihiniz olabilir. Süitlerin çoğunda buzdolabı ve mikrodalga fırınlı bir mutfak var. Otelin retro barı Bar D’Hotel’de bir şeyler içerek günün yorgunluğunu atabilir ya da özel sinema salonunu kiralayarak hoş vakit geçirebilir yahut Leblon Plajı’na bakan teras havuzunda güneşlenebilirsiniz. Otelden birkaç sokak ileride Rua General Urquiza’da Perşembe ve Pazar günleri çiftçi pazarı kuruluyor.

1985’te açılan Academia de Cachaça, şekerkamışından yapılan kuvvetli likör cachaça’yı sevenlerin bir numaralı adresi. Rio'nun en ünlü içkisi caipirinha’nın bazını oluşturan cachaça burada kristal bardaklarda tek olarak da servis ediliyor tropik meyvelerle hazırlanan kokteyllerin içinde de. Cachaça, limon ve balla yapılan Caipirinha Acadêmica bu kokteyllerden en popüler olanı. Brasil em Cubos ise cachaça ile birlikte meyve aromalı buzla hazırlanıyor. Mekânın siyah ve aynalı duvarları son derece çekici.

Corcovado Tepesi, Kurtarıcı İsa heykeliyle ünlüdür. Bu tepeyi gerçekte görmemiş olsanız dahi muhtemelen filmlerden aşinasınızdır. 360 derecelik bir kent görüntüsü için yaklaşık 700 metre yükseklikteki bu tepeye çıkın. Neredeyse 130 yıllık Corcovado treni sizi tepeye çıkartabilir. Tijuca yağmur ormanlarının içinden manzaralı bir yolculukla yukarı çıkmayı tercih ederseniz de taksi tutabilirsiniz.

Açık hava pazarlarını seviyorsanız pazar günleri Santos Dumont Havaalanı yakınlarında kurulan Gloria Pazarı’nı ıskalamayın. Her Pazar 10:00-17:00 arasında açık olan Gloria Pazarı nemli havası, tezgâhlardaki egzotik meyveleri, müziği, gürültüsü ve renkli Riolularıyla son derece canlı bir kent kesiti sunuyor. Ev hanımlarını meyve fiyatları için pazarlık ederken ya da en iyisini seçmek için ellerini su dolu yengeç kovalarına daldırırken görebilirsiniz. Rio’nun turistik tarafını görmek istiyorsanız plajlara, gerçek hayatını görmek istiyorsanız Gloria Pazarı’na uğrayın. Bulursanız bacuri ya da cupuaçu almayı ihmal etmeyin. Bu meyvelere başka yerde rastlamak zor.

Pedra Bonita Tepesi’nden aşağıya doğru dalışa geçmek ister miydiniz? Bu spor Rio’da yaklaşık çeyrek yüzyıldır yapılıyor. Dünyada halka açık yerlerden atlamaya izin veren ilk kentlerden biri olan Rio’da 10-20 dakikalık uçuşlarla başlayıp nefes kesen inişlerle sona eren bu spor São Conrado'nun Pepino Plajı’nda güneşlenenleri ilk başlarda şaştırtıyordu ama artık buna herkes alıştı. Kenti gerçekten de kuş bakışı görmek isteyen maceraperestlerin kaçırmamamsı gereken bu aktivite usta eğitmen pilot Assad Júnior tarafından yaptırılıyor. Önce birkaç deneme atlayışı ardından da tam bir uçuş...