Kent Rehberleri
BUDAPEŞTE ŞEHİR REHBERİ
Bir zamanlar “Doğu Blok’unun Paris’i” olarak adlandırılan bu şehir, tarihi, sanatı ve mimariyi; kafelerle, tiyatrolarla ve gece kulüpleriyle harmanlıyor. Sizleri farklı uçlara iterek hayattan keyif almanızı sağlıyor.
Keşfedilmeyi Bekleyen Güzellikleriyle Budapeşte
Tuna Nehri’nin iki kıyısında kurulmuş olan Buda ve Peşte isimli iki şehrin birleşmesi, bugün Avrupa’nın sayılı başkentlerinden biri olan Budapeşte’nin karşımıza çıkmasını sağlamış. Aslında şehrin bugüne gelişi hiç kolay olmamış. 1241’deki Moğol istilası, 1541’de Osmanlı hâkimiyeti altına girilmesi ve 1686’da Habsburg ailesinin bölgeyi egemenliği altına alması, bağımsızlık günlerini 1848 ayaklanmasına kadar geciktirmiş. Fakat kazanılan bu özgürlük, 1919 yılındaki Rumen istilası, ardından gelen Nazi işgali ve 2. Dünya Savaşı sonunda Rus birliklerinin şehre girişi ile tekrar sona ermiş. Varşova Paktı’nın isyankâr üyesi zaman içinde SSCB tarafından tanklarla cezalandırılsa da, sonunda tam bağımsızlığına kavuşmuş. Bugün Macaristan’ın başkenti olan şehir yaklaşık 2 milyon nüfusa sahip ve 525 km2’lik bir alana yayılıyor. Endüstriyel gelişim şehri zenginleştirmiş. Özellikle Habsburg ailesinin denetimindeyken mimari açıdan gelişen şehir, sanatın ve sanatçıların yaşam alanı haline gelmiş. Kültürel zenginlik, hayatı her açıdan sarmalamış. Bugün Budapeşte’yi gezmek demek; mimari ve sanatsal güzelliklerin yanı sıra kafeleri, barları ve zengin gece kulüpleriyle de sizi günün her saatinde kendisini keşfetmeye çağıran kenti takip etmek anlamına geliyor. Şehri gezmek için yapılacak en iyi şey onu köklerindeki gibi ikiye ayırmak. Önce Buda, sonra da Peşte’yi dolaşmak sizi hem ulaşım güçlüklerinden hem de zaman kaybından koruyacaktır.
Budapeşte Hakkında Genel Bilgiler
Ülke: Macaristan
Dil: Macarca
Para Birimi: Forint
Saat farkı: Türkiye'den 1 saat geridedir
Budapeşte’de mola zamanı
Sıkı bir gezi programı ya da alışveriş sonrası Vaci Caddesi’ndeki kafelerde oturup etrafı seyrederek yorgunluk atmak çok zevkli. Hava sıcaklığının yaz aylarında aşırı artmaması şehri çok daha rahat ve kolay gezmenizi sağlıyor. Böylece bir şehri keşfetmenin en güzel yolu olan yürümek, sizin için keyif halini alıyor. Peşte’nin düz yolları ve rahat kaldırımları, Buda’da yerini merdivenlere ve rampalara bırakıyor. Yine de bu yorgunluk kesinlikle araba camından şehri görmekten çok daha iyi.
Budapeşte’de gece hayatı
Barlar, kulüpler, diskolar ve şehrin çeşitli park ve salonlarındaki festivaller sizi eğlendirmek için sıraya giriyor. Son zamanlarda Café del Rio ve Holdudvar en moda mekânlar. Eğer caz seviyorsanız, Columbus Jazz Bar’a mutlaka gidin.
Buda ya da Batının zengin tepeleri
Buda, Tuna Nehri’nin Batı yakasında kalıyor. Şehrin iki önemli tepesi bu yakada. Bunlardan ilki Şato Tepesi. Şato Tepesi’ne arabayla ya da teleferikle ulaşmak mümkün. Tepeye ulaştığınız zaman, Tuna Nehri üzerinde bulunan Margeret Adası ve Peşte’ye bağlantı noktalarından biri olan Lanchid Köprüsü hemen altınızda kalıyor. Bu tepedeki ilk şato, Moğol saldırılarından sonra, 1255 yılında, Kral Bela tarafından yaptırılmış. Osmanlı saldırılarında ve 2. Dünya Savaşı’nda yıkılsa da yeniden inşa ediliyor. Bugün şato kompleksinin tam ortasında Matyas Kilisesi duruyor. 1255-1269 yılları arasında Bakire Meryem adına inşa edilen kilise, daha sonra, kiliseyi genişleten ve dekorasyonunu yaptıran Kral Matyas’ın adı ile anılmaya başlanmış. En son yapılan dekorasyon çalışmaları sayesinde, kilisenin oldukça az ışık alan kapalı bölümüne girdiğinizde bile, muhteşem ikonografik duvar süslemelerini, mezarları ve dua odalarını görebiliyorsunuz. Kilise gezisini tamamlayıp dışarı çıktığınızda, binanın arka tarafındaki anıtı görebilirsiniz. Bu anıt, Buda’yı başarı ile savunan balıkçılar için yapılmış. Ayrıca Balıkçılar Kulesi’nden şehir manzarasını da izleyebilirsiniz. Kulenin arkasında kalan duvarlar, bugün Hilton Oteli’nin cam yapısıyla bütünleşip güzel bir mimari yapı oluşturmuş. Otelin barı dinlenmek için güzel bir alternatif olsa da, yorulmak nedir bilmeyenler için kilisenin önündeki dar sokaklarda başlayan hediyelik eşya dükkânlarını, sanat galerilerini ya da antikacıları dolaşmak keyifli olacaktır. Yine bu bölgede bulunan Ruszwurm Pastanesi, Biedermeier stilindeki süslemeleri ve her zaman taze olan kekleriyle doğru bir mola yeri.
Buda tarafındaki bir diğer önemli bölge ise Gellert Tepesi. Yine hem arabayla hem de yürüyerek çıkabileceğiniz bu tepede, şehrin neredeyse tamamından görülebilen, Başpiskopos Gellert’in 1902’de yapılmış olan heykeli karşılayacak sizi. Paganlar tarafından, 1046 yılında bu tepeden aşağıya atılarak öldürülen Gellert, bugün heykeli ile barış ve kardeşlik çağrısında bulunuyor. Tepenin ortasında Habsburglar’ın yaptırdığı ve 1945’te Almanların son savunma kalelerinden biri olan hisarı ve barakalarını görmek mümkün. Bugün bu barakalar 1.500 kişiye servis veren bir restorana dönüştürülmüş.
Bağımsızlık anıtı, tepedeki en yeni yapı
Komünist rejim döneminde, Alman işgalinden kurtuluşu temsil eden anıt, aslında yeni istilacıların gövde gösterisi olarak algılanmış. Gellert Tepesi’nden aşağıya indiğinizde ise Bağımsızlık Köprüsü sizi Peşte’ye geçirmek için bekliyor olacak. Ancak köprüyü geçmeden önce görülebilecek iki eski hatıra daha var. Macaristan’a gül fidelerini getiren kişi olarak tanınan dervişin mezarı olan Gül Baba Türbesi ve 1556 yılında yapılmış Türk Hamamları, bu güzel şehre bıraktığımız tarihi armağanlar.
Peşte bugünkü şehrin kalbi...
Peşte tarafı, şehrin yeni yüzünü sergiliyor bize. Sokaklar daha hareketli, dükkanlar ve müzeler Budapeşte’nin yerlilerinin yanı sıra turistlerle dolup taşıyor. Kısa sürede siz de bu enerjiye adapte olup yorulmak bilmeden dolaşmaya başlıyorsunuz Peşte’de. 1872 yılında yapılmış olan Doğu Tren Garı, Macaristan Bilim Akademisi, 1851’de inşa edilen 96 metre yüksekliğindeki kubbesi ile Aziz Stephan Kilisesi ve Ulusal Opera Binası, yarım günde gezilebilecek yerler olarak çıkıyor karşımıza. Macarlar’ın bölgeye gelişinin 1000. yıl dönümü anısına 1896 yılında inşa edilen baş melek Cebrail Heykeli, Kahramanlar Meydanı’nın ortasında, 36 metre yüksekliğindeki bir sütunun üstünde bulunuyor. Meydanın ortası yine bir heykel grubu ile donatılmış. Bunlar bölgeye ilk gelen kavimleri temsil ediyorlar. Kavim krallarının heykellerinin karşısında ise Meçhul Asker Anıtı bulunuyor. Meydan, turistler haricinde kaykay ve bisiklet meraklılarının da uğrak yeri. Meydandaki Sanat Müzesi binasının ardında, şehrin hayvanat bahçesinin de bulunduğu Varosliget Parkı yer alıyor. Yine aynı alandaki Gundel Restaurant, şehrin en ünlü ve eski restoranı. Tabi en pahalılarından biri olduğunu hatırlatmamız gerek. Nehir kenarına indiğimizde ise Marks - Engels Anıtı ve Parlamento Binası çıkıyor karşımıza. 1884 yılında inşa edilen Parlamento Binası; 95 metre yüksekliği, 268 metre uzunluğu ve cephesini süsleyen 233 heykeli ile gözalıcı bir yapı. Binanın içi de freskler ile bezenmiş. Parlamentonun karşısındaki Etnografya Müzesi, Macar kültürünü daha yakından tanımak isteyenler için gezilmesi gereken müzelerden biri.
Şehirdeki gezinizi tamamladıktan sonra gidilebileceğiniz birkaç alternatif daha...
Budapeşte’den hareketle Macaristan’ın ilk başkenti olan Esztergom’a gidip, kale içini ve açılışı için Franz Liszt’in “Büyük Ayin” adlı eserini bestelediği kiliseyi görebilir; dönüş yolunda da Budapeşte’ye 18 km mesafedeki Szentendre kasabasına uğrayarak küçük dükkânlardan alışveriş yapabilirsiniz. Szentendre, 7 kilise arasına inşa edilmiş ve inanılmaz bir atmosfere sahip.
Alışveriş meraklılarının dikkatine
Ülkedeki bütün hediyelik eşyaları Szentendre kasabasında ya da şehir içindeki alışveriş caddelerinde bulabilirsiniz. Şehir içindeki en önemli yer Vaci Caddesi.
Modern mağazaların dışında şehrin ve ülkenin sembolü haline gelmiş olan Tokai şarapları, mavi beyaz renklerdeki köylü gömlek ve etekleri ile ahşap işleri satan mağazalarda keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Ama meraklısı için en özel mağazalar ise Macar porselenleri satanlar...
Dünya çapındaki Herend porselenleri, 1980’lerdeki ya da 90’ların başındaki gibi çok ucuza olmasalar da, Türkiye’ ye oranla daha ucuza almanız mümkün. Hatta porselen konusu sizde bir takıntıysa, şehrin dış semtlerindeki Herend fabrikasına tur ile gidebilirsiniz. Bu arada meyve, sebze ve et satılan eski pazar binası da, çarşı kültürünü yansıtması bakımından gezilebilecek yerler arasında.
Hamamlarıyla ünlü Budapeşte
Budapeşte, Roma döneminden beri doğal kaynakları ile ünlenmiş. Osmanlı döneminden itibaren “hamamlar şehri” olmuş. Buda tarafındaki Rac hamamları hâlâ komünist dönemin izlerini taşısa da, Gellert Otel’inin spa’sı sizlere eşsiz bir lüks yaşatacak kalitede.
Kiraly Hamamları 1556’dan beri Osmanlılar’ın şehre hediyesi. Hamam kültürü Macarlar arasında oldukça yaygın ve çeşitli kürler için Budapeşte’ ye hatırı sayılır derecede çok ziyaretçi geliyor.
Budapest Card alırsanız, tüm toplu taşıma araçlarına bedava binebiliyorsunuz.
Ayrıca, bu kart ile kimi müzelere giriş bedava; kimilerindeyse indirimden faydalanıyorsunuz. Eğer yemeği iyi pişmiş seviyorsanız, bunu sipariş verirken özellikle belirtmelisiniz. Çünkü Macarlar genellikle az pişmiş yemek severler.
Budapeşte’den kendiniz veya sevdikleriniz için alabileceğiniz, kenti simgeleyen en güzel hediye Budapeşte porselenleri.
Mutlaka görülmesi gereken Budapeşte müzeleri
Bir kent, geçmiş tarihinde ne kadar çok olaya tanıklık ettiyse müzede sergileyeceği o kadar çok şeyi vardır. Budapeşte tam da böyle bir şehir. Osmanlı işgali, Almanya işgali, Sovyet işgali derken zaten tarihin en güçlü imparatorluklarından birinin başkenti olan şehir dünya savaşlar tarihinin canlı bir tanığı aslında. Tüm bu olaylara günümüzde tanıklık etmenin yolu da bu efsane şehrin müzelerini ziyaret etmekten geçiyor.
Macaristan Ulusal Müzesi
Budapeşte’nin en önemli ve en geniş kapsamlı müzesi olan Macaristan Ulusal Müzesi, görkemli mimarisi ilse henüz içine girmeden insanı etkilemeyi başarabilenlerden. Çok sayıda heykel bulunan müze bahçesi, her yıl müze festivaline ev sahipliği yapmaktadır. Müzede, eski ve modern tarihe dair çok sayıda eser bulunmaktadır. Kralların kişisel eşyalarının da sergilendiği müzede ünlü sanatçı Mozart’a ait bir de müzik enstrümanı bulunmaktadır. Müze Pazartesi günleri hariç 10.00 - 18.00 saatleri arasında gezilebilir.
Ücret: Yetişkin 1600 ft (Macar Forinti), Öğrenci 800 ft
Adres: Múzeum krt. 14-16, 1088 Budapeşte, Macaristan
Bilgi: http://www.hnm.hu/en
Tarih Müzesi
Budapeşte’de Ulusal Müze’den sonra en çok ziyaret edilen müzelerden biri de Tarih Müze’sidir. Özellikle Türk seyahat severlerin oldukça ilgisini çeken müzede Osmanlı dönemine dair önemli eserler bulunmaktadır. Çok sayıda Osmanlı mezarının bulunduğu müze bahçesi yakınında Kemal Atatürk isimli bir de sokak bulunmaktadır. Müze her gün 10.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir.
Ücret: Yetişkin 2000 ft, Öğrenci 1000 ft
Adres: Szent György tér 2, 1014 Budapeşte, Macaristan
Bilgi: http://www.btm.hu/eng
Terör Müzesi
Budapeşte’ye gidildiğinde mutlaka görülmesi gereken müzeler arasındadır. Nazi işgali sırasında Almanların, işgalden sonra da Sovyet askerlerinin karakol olarak kullandığı bina bugün terör müzesi olarak görev yapmaktadır. İşkence odaları, hücreler, görüntü, ses ve dokümanların sergilendiği müze mutlaka ama mutlaka gezilmelidir. Terör müzesi, Pazartesi hariç her gün 10.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir.
Ücret: Yetişkin 2000 ft, Öğrenci 1000 ft
Adres: Andrássy út 60, 1062 Budapeşte, Macaristan
Bilgi: http://www.terrorhaza.hu/en
Memento Park
Memento Park Budapeşte’nin en önemli açık hava müzesidir. Sovyet dönemine ait heykellerin sergilendiği müzede Sovyet sanatının estetiği ve ihtişamına dair önemli bilgiler edinilebilir. Müze hergün 10.00 - 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Ücret: Yetişkin 1500 ft, Öğrenci 1000 ft
Adres: Balatoni út - Szabadkai utca sarok, 1223 Budapeşte, Macaristan
Bilgi: http://www.mementopark.hu/